19 Ekim 2010 Salı

KUMBARA SANAT GÜZ DÖNEMİ FİLM GÖSTERİMLERİ

Değerli Arkadaşlar,

Kumbara Sanat Atölyesinde, Güz döneminde Latin Amerika sinemasından filmler göstereceğiz. Latin Amerika ülkelerinin siyasal hayatı Türkiye ile benzerlikler gösteriyor. 1960 – 1970 yıllarında Latin Amerika ülkelerinde yükselişte olan sol hareketler askeri darbeler tarafından bastırıldı. Halk işkencelerle, faili meçhul cinayetlerle, sürgünlerle sindirildi.

Latin Amerika’nın yerli halklarının dilleri yasaklandı, tüm anayasal hakları ellerinden alındı. Yerlilerin anadilde eğitim gibi en insani hakları yok sayıldı. İspanya’nın kültürel emperyalizmi yerli halkalara zorla kabul ettirildi. Ancak uzun süren askeri diktatörlüklerden sonra halk iktidarı tekrar eline aldı. Latin Amerika ülkelerinin çoğunda artık Sol-Sosyalist partiler iktidarda. Diktatörlük döneminde suç işleyen tüm kamu görevlileri yargılandı.

Ülkemizde de 12 Eylül cuntasında insanlık suçu işleyen tüm görevlilerin yangılanacağı günleri görmemiz dileğiyle…

Gösterilen filmlerin hepsi ödüllü filmlerdir. Davetin altında filmler ile ilgili www.imdb.com adresindeki tanıtım linkleri eklidir. Gösterimler Perşembe günleri 19.30’da yapılmaktadır. Gösterimler ücretsizdir.

Hepimize iyi seyirler.





COMMANDANTE – ÖNDER CASTRO (21 EKİM PERŞEMBE, 19.30)
Oliver Stone’nun çektiği, Çağımızın damgasını vuran ve dünya siyasetinin yarım yüzyılı aşkın bir süredir en önemli kişiliklerinden birisi olan Devrimci Önder Fidel Castro’nun yaşamını konu alan bir belgesel. Fidel Castro’nun 75. Doğum gününde kendisi ile yapılan otuz saati aşkın röportajın kurgulanması ile yapılan film, günümüz dünya siyasetine de ışık tutmakta.




DİAROS DE MOTOCİCLETA - MOTOSİKLET GÜNLÜĞÜ (28 EKİM PERŞEMBE, 19.30)
Film Brezilyalı Walter Salles’in 2004 yılında çekildi. 1952 yılında Arjantinli iki genç, Ernesto Guevara ve Alberto Granado, Latin Amerika'yı keşfetmek üzere bir gezi düzenlerler. Ernesto, 23 yaşında leproloji öğrenimi gören bir tıp öğrencisidir. Alberto, 29 yaşında bir biyokimyacıdır. Genç adamlar Latin Amerika'nın zengin sosyal çeşitliliğini keşfetmek üzere yola koyulurlar. İki arkadaş, oldukça romantik bir macera duygusuyla, eski bir 1939 Norton 500 model motosikletle, Buenos Aires'deki yetiştikleri çevrelerini terk eder ve yola koyulurlar. Yolda karşılaştıkları insanlarda bildiklerinden farklı bir Latin Amerika görmeye başladıklarında, farklılaşan coğrafya onların düşüncelerindeki değişimi de yansıtmaya başlar. Yoldaki deneyimleri tüm yaşamlarını etkileyecek politik ve etik değerlerini belirleyecektir.




GARAGE OLIMPO – OLİMPO GARAJI (4 KASIM PERŞEMBE, 19.30)
Olimpo garajı, Şili’li yönetmen Marco Bechis’in yönettiği politik sinemanın kült filmlerinden biri. Demokratik yollardan iktidara gelen Marksist önder Salvador Allende iktidarına karşı askeri darbe yapan General Pinochet yönetimindeki Şili’nin hikâyesi. Film,1976 -1982 seneleri arasında Şili’deki askeri rejimin görülmeyen yüzünü anlatıyor. Film birçok festivalde ödül aldı.




LA HİSTORİA OFİCİAL – RESMİ TARİH (11 KASIM PERŞEMBE, 19.30)
Resmi tarih, Arjantinli yönetmen Luis Puenzo’nun 39 yaşındayken çektiği 1985 yapımı bir film. Film politik sinemanın başyapıtlarından biri olarak sayılıyor. Alicia, mesleğine inançla bağlı bir tarih öğretmenidir. Ancak öğrencilerinin ders kitaplarındaki bilgilere olan güvensizliklerine bir türlü anlam verememektedir. Öğrenciler tarih kitaplarının gerçekleri değil askeri cuntanın yalanlarını anlattığını, Arjantin’in tarihinin öğretmenlerinin sandığı gibi olmadığını söylemektedirler. Bu itirazları gerçekdışı bulan Alicia, yaşadığı Buenos Aires’in sokaklarında neredeyse hiç yürümemektedir. Alicia, kocasının, erkeğinin ona kurduğu gerçeğin içinde mutlu, mesut yaşamaktadır. Alicia, Daha önce otomobilin içinden/uzaktan gördüğü Plaza del Mayo kadınlarıyla tanışmaya başlar. Plaza Del Mayo’nun diğer annelerini ve ülkesinin gerçek ve kanlı tarihini bulur. Resmi tarihin resmi öğretmeni, o tarihin erkeklerce yazılmış ve barbarlığı gizleyen bir masal olduğuyla yüzleşir.




EL SUR – GÜNEY (18 KASIM PERŞEMBE, 19.30)
Fernando Solanas tarafından 1987'de çekilmiş bir arjantin filmi. Film arjantin'deki askeri diktatörlük zamanında 5 yıl cezaevinde kalmış bir adamın serbest kaldıktan sonra karısını ve oğlunu bulmaya giderken bilmediği bir şehirde geçirdiği zaman üzerinedir. Sinema ve dansın birlikte çok güzel kullanıldığı bir filmdir. Filmin müzikleri Astor Piazzolla tarafından yapılmıştır ve film Kürt yönetmen Yılmaz Güney'e adamıştır.





MACHUCA ( 25 KASIM PERŞEMBE, 19.30)
Andres Wood’un 2004 yılında çektiği bir Şili filmi. 1973 yılında Şili’de Gonzola Infante ve Pedro Machuca, Santiago’da yaşayan 11 yaşlarında iki çocukturlar. Zengin bir ailenin küçük oğlu olan utangaç Gonzalo Infante, güzel bir semtte yaşarken, fakir bir ailenin oğlu olan Machuca ise birkaç blok ötedeki gecekonduda yaşamla mücadele etmektedir. Birbirinden farklı bu iki dünya arasında görünmeyen bir duvar vardır ve bazı kişiler bu ayrımı kaldırmak için tutkuyla çabalamaktadır. Pedro Machuca ve Gonzola Infante aynı sınıfta okumaya başlarlar ve aralarında keşiflerle ve sürprizlerle dolu bir dostluk oluşur. Birlikte ilk aşkı, başkaldırma içgüdülerini ve adalet hayallerini yaşarken, Salvador Allende hükümetinin sonuna imzasını atan kanlı bir darbenin güçsüz tanıkları olurlar.




LA TETA ASUSTADA – ACI SÜT (2 ARALIK PERŞEMBE, 19.30)
Peru’lu yönetmen Clodia Llosa’nın çektiği film 2009 yılında Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülünü aldı. Film Peru’nun karanlık siyasi geçmişine ışık tutmaya çalışıyor. Cunta döneminde tecavüze uğrayan Perperuta’nın kızı Fausta’ya geçen ve toplumda ‘Acı süt’ diye tabir edilen hastalık üzerinden, cunta dönemini yaşayan insanların korkuları ele alınıyor.





CİDADE DE DEUS – TANRIKENT (9 ARALIK PERŞEMBE, 19.30)
2003 Yapımı olan film Brezilya ve Fransa ortak yapımı. Yöentmenliğini ise Fernando Meirelles ve Kátia Lund'un birlikte yaptıkları filmin senaryosunu Paulo Lins'in 1997 tarihli aynı adlı romanından Bráulio Mantovani uyarlayıp yazmıştır. Film, Brezilya hükümeti tarafından kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde Rio de Jenairo şehrinin dışına kurulmuş "Cidade de Deus", adlı yoksul bırakılmış ve suç odağı haline getirilmiş gecekondu semtinde geçiyor. Filmin oyuncularının çoğu bu mahallede büyümüşlerdir. Film tamamen amatör oyuncularla çekilmiştir ve birçok festivalden ödül almıştır.




AMORES PERROS – PARAMPARÇA AŞKLAR VE KÖPEKLER (16 ARALIK PERŞEMBE, 19.30)
Alejandro González Iñárritu’nun 2000 yılında çektiği film, girdiği tüm festivallerden ödülle döndü. Meksika şehrinde bir trafik kazası üç kişinin yaşamını yitirmesine sebep olur. Kardeşinin karısı ile yasak aşk yaşayan genç delikanlı Octavio… Güzel model Valeria ile birlikte yaşamak için ailesini terk eden Daniel… Yıllarca hapis yatmış eski komünist gerilla El Chivo… Bir kaza, kesişen üç hayat. Bu filmle ilgili çok şey yazmayacağız. Latin Amerika filmleri grubuna dâhil etmekten kendimizi alamadığımız, ödüle doymayan tek Meksika filmi. El chivo rolündeki, Emilio Echevarría’nun oyunculuğu ise filme ayrı bir renk katıyor.




EL BANO DEL PAPA – PAPA’NIN TUVALETLERİ (23 ARALIK PERŞEMBE, 19.30)

Filmi, Cesar Charlone ve enrique fernandez’in birlikte çekmiş. Toronto film festivalinden ödül alan ve Cannes film festivaline katılan film, 2007 yapımı. Arjantin ve Brezilya sınırındaki yoksulluğa terk edilmiş Melo isimli küçük köyün sakinleri, işgüzar bir yerel televizyonun da pohpohlamasıyla umutlarını Papa’ya bağlamıştırlar. Ancak bu ziyaret ilahi bir adanmışlıktan ziyade, çoğu kaçakçılıkla geçimlerini sağlayan köylüler için ticari bir fırsattır. 1988 yılında Papa 2. Jean Paul’un Uruguay ziyareti etrafında şekillenen film, medyaya, Pazar ekonomisine ve gözde kavramı “girişimci zekâ” ya acı bir alay niteliğinde. Bir nevi ‘’Selamsız Bandosu’’




WHİSKY ( 30 ARALIK PERŞEMBE, 19.30)

Uruguaylı genç yönetmenler Juan Pablo Rebella ve Pablo Stoll’ün birlikte çektikleri 2005 yapımı film, Cannes film festivalinde ödül alan ilk Uruguay filmi. Whisky Jacobo, Uruguay Montevideo’da kendi halinde yaşayan 60 yaşında bir adamdır. Hayatını dolduran iki şey vardır: eski püskü çorap fabrikası ve 20 yıldır yüzünü görmediği kardeşi. Jacobo’nun kardeşi Herman annelerinin ölüm yıldönümü nedeniyle Montevideo’ya geleceğini haber verir. Evli ve iki kız çocuk babası kardeşinden, geçen yılların intikamını almaya karar veren Jacobo, iş ortağı Marta’dan karısı gibi davranmasını ister.





PERRO COME PERRO – İT İTİ ISIRIR ( 6 OCAK PERŞEMBE, 19.30)

Kolombiyalı yönetmen Carlos Moreno’nun 2008 çektiği ilk uzun metraj. Yeraltı dünyasının kurallarını çiğnedikleri için yolları kesişen iki kiralık katilin, Eusebio ile Victor'un izini süren, aksiyonla bir kara komedi, hem Kolombiya'nın Oscar adayı hem de Sundance'te prömiyer yapan ilk Kolombiya filmi. Video klip dünyasının eski kurdu Carlos Moreno, senaryosunu yazdığı, yönettiği ve kurguladığı bu ilk uzun metrajlı filminde paranın hızlı el değiştirdiği, kara büyünün işe yaradığı, şiddetin doğal karşılandığı, çetecilerin acımasız olduğu vahşi bir evren çiziyor.




LA HORA DE LOS HORNOS – FIRINLARIN SAATİ I. (13 OCAK PERŞEMBE, 19.30)

Hollywood ve Avrupa auteur sinemasına karşı siyasal “Üçüncü Sinema”yı başlatan sıra dışı bir belgesel Fırınların saati. Filmi 1968 yılında Fernando E. Solanas ve Octavio Getino beraber yazıp yönetti. “Yeni Sömürgecilik ve Şiddet”, “Kurtuluş için Eylem” ve “Şiddet ve Kurtuluş” başlıklı üç bölümden oluşan bu belgesel, aynı zamanda emperyalizmin kültürel etkilerinin acımasızca eleştirildiği didaktik bir kolaj. Film, üçüncü dünya ülkelerinin yeni sömürgeciliğe karşı bağımsızlık hareketleri, Amerika ve Avrupa’daki öğrenci ayaklanmalarının çıkardığı devrim dalgalarının Latin Amerika ve özellikle Arjantin kıyılarına ulaşıp ülkeyi toplumsal bir devrimin eşiğine getirdiği zamanları anlatıyor. “Fırınların Saati”, ismi aslen ilk Avrupalı kaşiflerin kıyıda yemek pişirmek için ateş yakan yerlileri görmelerine gönderme yapıyor. Burada ise deyim, bir sosyalist devrimi nitelemek için kullanılıyor. Amerikan emperyalizmi ve Arjantin aristokrasisini acımasızca eleştirerek anlatan film, Arjantin'de sosyalist devrimin önemli simgelerinden biri oldu. Film 260 dk. Olduğu için iki bölümde gösterilecektir.



LA HORA DE LOS HORNOS – FIRINLARIN SAATİ II. (20 OCAK PERŞEMBE, 19.30)

Hollywood ve Avrupa auteur sinemasına karşı siyasal “Üçüncü Sinema”yı başlatan sıra dışı bir belgesel Fırınların saati. Filmi 1968 yılında Fernando E. Solanas ve Octavio Getino beraber yazıp yönetti. “Yeni Sömürgecilik ve Şiddet”, “Kurtuluş için Eylem” ve “Şiddet ve Kurtuluş” başlıklı üç bölümden oluşan bu belgesel, aynı zamanda emperyalizmin kültürel etkilerinin acımasızca eleştirildiği didaktik bir kolaj. Film, üçüncü dünya ülkelerinin yeni sömürgeciliğe karşı bağımsızlık hareketleri, Amerika ve Avrupa’daki öğrenci ayaklanmalarının çıkardığı devrim dalgalarının Latin Amerika ve özellikle Arjantin kıyılarına ulaşıp ülkeyi toplumsal bir devrimin eşiğine getirdiği zamanları anlatıyor. “Fırınların Saati”, ismi aslen ilk Avrupalı kaşiflerin kıyıda yemek pişirmek için ateş yakan yerlileri görmelerine gönderme yapıyor. Burada ise deyim, bir sosyalist devrimi nitelemek için kullanılıyor. Amerikan emperyalizmi ve Arjantin aristokrasisini acımasızca eleştirerek anlatan film, Arjantin'de sosyalist devrimin önemli simgelerinden biri oldu. Film 260 dk. Olduğu için iki bölümde gösterilecektir.



LA REVOLUCİON NO SERA TRANSMİTİDA – DEVRİM TELEVİZYONDAN YAYINLANMAYACAK. (27 OCAK PERŞEMBE, 19.30)

Kim Bartley ve Donnacha O´Brien birlikte yönettikleri film 2003 yapımı. Film Devlet Başkanı Hugo Chavez’e karşı 11 Nisan 2002’de, Caracas’da meydana gelen darbeyi ve bu darbeye direnişi anlatıyor. Ancak 47 saat sürebilen Latin Amerika tarihinin en kısa diktatörlüğünü anlatıyor. Bolivarcı devrim sürecinin en sancılı anlarını ve kitle iletişim araçlarının etkisi üzerine bir belgesel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder